29 Nisan 2012 Pazar

FENERBAHÇE 2-1 BEŞİKTAŞ, MAÇTAN SONRA KISA KISA

 
Alex yok ama inanç var. Sow yok ama hırs var. Emre'te tedbir var sahada mücadele var. Futboldan konuşan yok herkes bir duyumun peşine takılmış, biri bir şey diyor diğer tersini. İsteyen istediğine inanır ben bekliyorum hala. Gün sıcacık geçince, gömlekle terleyince eve varıp efsane formayı geçiriyorum sırtıma ama güneş batınca donuyorum ayrı konu. Ayaktaki çatlak uzun süre dikilince yoruyor elbette ama görev var. Daha istekli olan belli sahada ama olmuyor, gol gelmiyor. Volkan'ın 10 dakikalık tedavisine 8 dakika ekleniyor hakem tarafından. Sonra ikinci devre başlıyor, Caner'in müthiş füzesini kurtarıyor Rüştü. Sonra kötü bir golle yenik duruma düşüyoruz. Geri dönebilecek miyiz?
Çok sürmüyor. Kazanılan serbest vuruşu Stoch kullanmadan önce cebimdekilerin yerleri değiştiriliyor, cüzdan sağa, arabanın anahtarıyla telefon sola geçiyor, totemin kralı. Sonra Stoch vuruyor, beraberlik. Gol taraftarı ateşliyor, daha iyi bastırıyoruz. Sonra bir korner kazanıyoruz. Cebimdekiler yine yer değiştirdiği anda Stoch ortalıyor, Gökhan aşırtıyor. Ben Bekir'in vurduğunu sanıyorum o anda. Bir iki pozisyon önce hatalı pasında küfür eden dallamaya girsin diye geçirirken içimden, galibiyet golünün sevincinin çatlak parmağa zarar vermesini engellemek için koltuğa siniyorum, sevincimi bir süre sonra yaşamak üzere kısarak. Kalan dakikalarda Beşiktaş, alacağı bir puanla şampiyonluk yarışına tutunacakmış gibi gol için bastırıyor. Sıkılıyorum ama aslında mutluyum. Bu şekilde kazanmak her zaman güzel. Rakip bazen futbolu çirkinleştirecek kadar ısrarlı puan almak için. Başka yerlerdeki yatak reklamları geliyor akla. Sonra, maçtan sonra Aykut Kocaman'ın sözlerini duyuyorum radyodan.
"Son dakikaya kadar bir puanın bile kendi işine yaradığını düşünen bir rakip karşısında gösterdikleri üstün, özverili mücadeleden dolayı futbolcularımı kutluyorum. Spor kamuoyunun vicdanı olduğunu düşünüyorum. Adalet duygusunun da olduğunu düşünüyorum. Bizim maçlar da seyrediliyor, her takımın maçları seyrediliyor. Bakalım sonu ne olacak hayırlı olsun. Ülkenin spor kamuoyunun vicdanı olduğunu düşünüyorum. Orta ve uzun vadede inanıyorum ki doğrular gerçekler her zaman ortaya çıkacaktır. Geçen sene, evvelki sene, bu sene ama inşallah onarılmaz yaralar açmadan ortaya çıkar"
Eve varıyorum, kuşum totemlerini anlatıyor, "yapmayan birisini söyle" diyorum içimde. Üst kattaki Beşiktaşlı komşuların tek golleri sonrasındaki gürültülerini anlatırken, bizimkilerdeki sessizliklerini düşünüyorum. Zor zenaat tabi. Süper Final başlamadan önce söylediklerim, aslında hepimizin söyledikleri geliyor aklıma. Tüm maçlarımızı kazanmak zorundayız zira Beşiktaş da Dynamo da Galatasaray'a, bize karşı oynadıkları gibi oynamazlar. Görüyoruz nitekim oyun şekillerini. Perşembe gününe iyileşmesini beklediğimiz bir Alex ve bu maç sonrasında Volkan, tedbir nedenini anlamadığımız ama kaldırılmasını beklediğimiz bir Emre var. Ama Fenerbahçe'nin olduğu yerde umut var nasılsa. Yarın sabah kalkınca saatin 11:00 olmasını bekleyeceğimizi ve belki de büyük çoğunluğumuzun bu akşamki maçı çoktan unuttuğumuzu biliyorum. Zor geçecek bir gece var önümüzde ve biz başardıkça bileklerimize vuranlar, arkamızdan oyun çevirenler var. Güçlüyüz, haklıyız, kazanacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder