22 Ocak 2010 Cuma

Denizli'ye 3'ün 1'i ...


Uzun zaman sonra tekrar bir maç yazısıyla buradayım.Aylardır bloga yazmadığım halde elbette ki Fenerbahçe'yi her zaman ki gibi yakından takip ettim.Kazım ve Önder'in kadro dışı bırakılması, Semih ile yönetim arasında geçenler, devre arasında beklenilen düzeyde golcü oyuncunun transfer edilmemesi, ezeli rakibin isimli kariyerli oyuncuları getirmesi Fenerbahçe taraftarını biraz gerse de bana göre bugün ortaya koyulan mücadeleden sonra korkacak hiçbirşey yok. Takım böyle istekli, arzulu oynadığı sürece bu ekibe kimse direnemez. Bugün bu sezon için ilk defa rahatça Fenerbahçe takım gibi oynadı diyebiliyorum.

Öncelikle Istanbul'da durmadan saatlerce yağan yağmur sonucu saha adeta bir bataklığı andırıyordu. Saraçoğlu'nun zaten bozuk olan zemini yağmurun da etkisiyle futbol oynamayı imkansız kılıyordu sanki. İlk yarı pek pozisyona giremesekte takım baskısını her geçen dakika arttırıyor ve Denizlispor'un direncini yavaş yavaş kırıyordu.Maçı izleyen herkes 60'dan sonra maçın kopacağını kestirmiştir diye düşünüyorum. Daum'un Özer Hurmacı ile değil Wederson'la başlaması akıllıcaydı.Wederson Özer'e göre yere daha sağlam basan , daha kuvvetli , böyle sahalarda topu daha iyi kullanabilecek bir oyuncu. Özer Hurmacı hatta Alex tarzı oyuncuların böyle sahalarda çok etkili olmasını beklemek yanlış olur zaten bana göre. Ama yine de Alex olsaydı maç daha erken kopabilirdi. Golü bulduktan sonra Youla'nın oyuna girmesine rağmen, hala 3 forvet oynayıp defansa veya orta sahaya takviye yapmayan Daum az kalsın maçın gitmesine neden oluyordu ki takım maçı ne kadar çok istediğini gösterdi. 77'de golü bulup 82'de golü yiyen takımlar genelde dağılırlar hatta 2.golü bile yerler. Fenerbahçe 82'de golü yemesine rağmen golün şokunu çabuk atlatıp rakip üzerine inanılmaz baskı kurdu.Üst üste pozisyonlar buldu ve kalan o kısa zamana 2 gol daha sığdırdı. Bu şokun atlatılıp maçın kurtarılması , oyuncuların oyundan düşmemesi ilerisi için çok çok önemli bir detaydı maç içinde, belki de şampiyonluğun ne kadar çok istendiğinin göstergesidir.
Oyuncuların bireysel olarak değerlendirmek gerekirse maçın adamları olarak Santos ve Emre'yi gösterebiliriz. Özellikle Santos o kötü sahada topu çok iyi kullandı, sık sık bindirme yaptı, rakip defansı çok yıprattı, koştu mücadele etti. Emre'de Santos gibi topu iyi kullandı ve inanılmaz mücadele etti , bütün takımı ateşledi. Güiza yine net goller kaçırsa da bir çok pozisyon da arkadaşlarına çok iyi toplar indirdi, gayet istekliydi, gol atması moral bulması çok iyi oldu. Semih uzun zamandır oynamamanın getirdiği eksiklikden midir bilinmez eskisi gibi gol vuruşları yapamadı, Güiza'yı aratmadı çok gol kaçırdı ama eminim ki oynamaya devam ederse mutlaka kendini bulacaktır. Şu an Türkiye Ligleri'nde oynayan en kaliteli santrfor Semih Şentürk'tür bana göre.Defans hattı hakkında pek yorum yapamıyacağım çünkü Denizlispor defansı zorlayacak hiçbir atak yapmadı. Tek doğru düzgün ataklarında Bilica hata yapıp golü yedirtti. Zaten Bilica'nın bu takımın stoperi olmaması gerektiğini ilk alındığında da yazmıştım. Keşke yerine daha iyi bir stoper alınsaydı. Bekir ise herzaman yaptığı açıklamalarda heryerde oynarım diyor, lakin Bekir gibi ağır bir adam stoper dışında bir mevkide bence oynamamalı, stoper oynaması için de ağırlığını kapatıcak pozisyon bilgisi ve sezgileri olmalı. Cristian ve Mehmet Topuz'da kötü oynamadılar ama çok da etkili olamadılar. Özellikle Cristian hücumda hiç yok. Oraya oyunun Emre gibi iki yönünü oynayabilecek bir oyuncu alınsaydı daha iyi olurdu.Ya da Mehmet Topuz oraya çekilip sağ açığa Deivid veya Özer konulabilir. Bunlar Daum'un daha iyi bileceği işler tabi ki ama Cristian'ın hücuma hiç katkı yapmaması düşündürücü.

Maçla ilgili atlanmaması gereken bir detay da Alex'in kadroda olmadığı bütün zamanlarda takımı yalnız bırakmayıp maçlara gelmesi, gol olduğunda bir taraftar edasıyla sevinebilmesidir. Adam zaten para verip loca bile almış, daha ne söylenebilir ki. Helal olsun Alex. Bu sene şampiyon olacaksak ki olacağımıza yürekten inanıyorum, şampiyonluğun baş mimarı Alex olacaktır.

Atlanmaması gereken bir diğer detay da takımın diğer yabancılarının Alex'de olan sorumluluk duygsuna sahip olmamaları. Haftaya takım Sivas deplasmanında takımın kart sınırında olan bütün oyuncuları patır patır çok basit kartlar görüyor. İnşallah deplasmana gitmemek için bilerek görülen kartlar değildir, öyleyse bu takım asla şampiyon olamaz...

Maçın Özeti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder