24 Şubat 2008 Pazar

Fenerbahçe 3-2 Sevilla

İlk kez aralarında yer aldığımı Avrupa’nın bu sezonki en başarılı 15 takımınınkozlarını paylaşacağı turdayız. Rakip, İspanya’nın sürekli değişen üçüncü büyük takımı sıfatını taşıyor. Deportivo, Valencia derken bayrak onlarda kalmış. Onlar da iki seon üstüste UEFA Kupası’nı kazandıktan sonra ilk kez Şampiyonlar Ligi’ne katılmış ve Arsenal’in bulunduğu gruptan 5 galibiyet alarak lider çıkmış durumda. Bunların hepsine, Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı son 5 maçı da kazanmaları cabası. Tabi en önemli verilerden birisi de Sevilla’nın, seribaşlarını, ülke sıralamalarını belirleyen UEFA Team Ranking listesinde 6. sırada bulunuyor olmaları. Biz şimdilik 45. sıradayız.

Hazırlıklar
Bu büyük geceye herkes özenle hazırlanıyor hafta içinde. Takım antrenman ve taktik çalışmalar yapıyor, Zico yardımcılarının verdiği raporlar ve izlediği sevilla maçlarıyla kafa patlatıyor, taraftar maç günü şovunun malzemelerini hazırlıyor. Sonra maç günü geliyor. Heyecan maça yaklaştıkça artıyor. Sevilla sahaya çıkıyor, tribünler iyice ateşleniyor. Sonra Şampiyonlar Ligi’nin müziği duyuluyor. O sırada Maraton alt ‘TIME 2 WIN’ yazıyor ellerindeki kartonlarla. Maraton üstü dev Türk Bayrağı kaplıyor. Migros tribünde dev çubuklu bayrak dalgalanırken, Telsim tribünde de, yani Türkiye’nin bu konudaki en iyisinde üst katta palamut yaprağı kartonlarla ayağa kalkıyor. Alt taraftaki nefis çalışma da Atatürk’ün takımının ve onun yolunda ilerleyen taraftarlarının tarihinden enstantaneleri tasvir ediyor. Her kulüp kendisine bir yol biçiyor, bazıları mafya olmayı seçerken biz de zaten belli olan yolumuza devam ediyoruz.

10 9 8 7 6 5 4 3 2 1
Sonra takımlar sahadaki yerlerini alıyor. Hakemin düdüğüyle birlikte stadyum sallanmaya başlıyor. Son zamanlardaki en şiddetli gürültümüz bu. Maçın başlamasıyla birlikte Sevilla da oynamaya başlıyor. Öyle bir başlangıç ki bu, Kadıköy’de bugüne kadar izlediğim en büyük baskı. 4’teki ilk ataklarını kornerle kesiyoruz. Kullanılan korneri ceza alanı dışına güç bela yolluyoruz ancak Kanoute nefis bir dömi voleyle kaleye yönlendiriyor. Volkan başarılı. 8’de ilk kez rakip alana geçebiliyoruz, bu dakikada Gökhan’ın ortasında top Kezman’a gelmeden defans giriyor araya. Sevilla’nın baskısı ve baskını sürüyor. Ancak dakikalar ilerledikçe, haftalardır ‘Alves’i nasıl durduracak’ denilen Uğur’un baskıya isyanı başlıyor. Uğur maç sonrasında ‘Ben kimi tutacağımı düşünmem, onlar beni nasıl tutacaklarını düşünsünler’ diyecek.

11’de Alex’in ortasını Kezman kaleye yolluyor kaleci Palop başarılı. Bu dakikadan sonra Uğur’un soldan müthiş akınlarıyla dengeyi sağlıyor hatta üstünlüğü ele geçiriyoruz. 17’de Uğur’un, Alves’in kanadından bindirip geri çektiği ve sonra sağ ayağıyla yaptığı ortayı Kezman da kendiine yakışır bir kafayla filelerle buluşturuyor. Tribünler coşkudan karışıyor. Herkes birbirinin üzerinde, sarmaş dolaş. Gol sonrasında orta sahadaki kontrolü ele alıyoruz. Ama ne yazık ki sevincimiz kursağımızda kalıyor. Sol kanadımızdan gelen bir orta Volkan’ın kucağını doğru süzülürken Edu, arkasında bir rakip olacağını düşünüp pozisyonu engellemek istiyor. Ancak topa dokunmasıyla birlikte Volkan’ı kontrpiyede bırakarak rakibin beraberliği bulmasına neden oluyor. CSKA ile Kadıköy’de oynadığımız maçta yediğimiz golün bir kopyası bu.

Toparlanma
Gol sonrasında kısa süreli bir sessizlik yaşıyoruz. Edu’nun moralinin bozuk olduğu tribünden de görülüyor. Taraftar cılız da olsa destek veriyor Edu’ya, yola onunla devam edeceğiz sonuçta. 29’da Carlos’un pasıyla topla buluşan Kezman’ın ortasını defans kesiyor. 34’te sağdan Gökhan bindiriyor bu defa, ortasına Aurelio ayak koyacakken defans giriyor araya. Korneri Alex kullanıyor Sevilla defansı top elle kontrol ettikten uzaklaştırmaya çalışıyor, Alman hakemin umuru değil. Sonra Uğur’un ortasına arka direkte Aurelio yapıştırıyor kafayı. Kaleci Palop, nasıl oluyor anlayamıyoruz, topu çizgiden çıkarıyor. 42’de yine Uğur soldan bindirirken Alves tarafından indiriliyor. Alex’in ortasını defans çıkarıyor, dönen topu Carlos yeniden Alex’e ulaştırıyor. Onun pasında topla buluşan Uğur’un ortasına Edu vuruyor kafayı, Palop yine başarılı. Dönen top Alex’in önüne düşüyor, Brezilyalı’nın şutu yen filelerde kalıyor. Bu pozisyon ilk yarının da son pozisyonu bu oluyor, devre 1-1 beraberlik tamamlanıyor. Takımımız ‘aşkıyla derbeder olmuş’ taraftarların şarkıları ve alkışları arasında terk ediyor sahayı, Alman hakem ise ıslıklarla.

İkinci Yarı
İkinci yarıya durgun başlıyoruz. 49’da Kanoute deniyor şansını Volkan başarılı. Yine 10 dakikalık bir baskı yiyoruz ancak bu defa rakip değil neden, bizim durgunluğumuz. Nitekim 57’de ilk ciddi atağımızda korneri bulduktan sonra, Alex’in ortasına Lugano yapıştırıyor kafayı ve yine öne geçiriyor Fenerbahçe’yi. Golle birlikte ilk yarıdaki Fenerbahçe geri geliyor, Sevilla şaşkın. 59’da yine bindiriyoruz, Alex’in ortasına Lugano ayak koyuyor defanstan geri geliyor top. 61’de Alex’in pasında Kezman topu önüne alıyor, sol ayağına çekiyor. Vuruşu kalecide kalıyor. 62’de Carlos kesiyor, Deivid’den önce defans giriyor araya. 63’de sürpriz biçimde ilk onbire giremeyen Capel giriyor oyuna. İspanyolların kendilerini sürekli yere atması her pozisyonda hakeme itiraz etmeleri daha çok göze batmaya başlıyor. Sevilla’nın 66’da kazandığı korner atışında, ön direkte Poulsen aşırtıyor, Escude arka direkte ayak koyarak beraberliği sağlıyor. Bu pozisyonda golü engellemek isteyen Carlos, Escude’nin kramponlarının ayağına saplanması nedeniyle sakatlanarak yerini Vederson’a bırakıyor. 69’da rakip kaleci Palop, oyunu yavaşlattığı için sarı kart görüyor Alman hakemden.

Galibiyet Yeniden
78’de yorulan Uğur’un yerine Kazım giriyor oyuna. Deivid sola, Kazım sağa geçiyor. 79’da kazandığımız serbest vuruşu Vederson kullanıyor, sert şutu kale direğinin hemen üstünden avuta gidiyor. 84’te bu defa Kezman, yerini Semih’e bırakıyor. 87’de rakip akını kesen Gökhan topu Kazım’a bırakıyor. Kazım’ın uzun pasında toplan buluşan Alex topu Semih’e veriyor. Semih’in defans oyuncusunun bacakları arasından yaptığı vuruşla yeniden önce geçiriyor takımımızı. Kalan dakikalarda 90’da Fabiano’nun gollük akınını Volkan engelliyor. Karşılaşma sona eriyor, 3-2 kazanıyoruz.

Mutluluk
İlk kez yaşadığımız bu etabın ilk maçını galibiyetle, az da avantajla kapatıyoruz. Bence zaten bu sezonki hedefini gerçekleştiren Fenerbahçe’nin elenecek bile olsa bir galibiyet daha alarak puanını yükseltmesi, galibiyetin primini alacak olması çok önemli. Büyük umutlarla ama belki Carlos’suz gidiyoruz Sevilla’ya. Ancak aklımızda, bizim sahamızda bile bu kadar çirkinlik yapan Sevillalı futbolcuların evlerinde neler yapabileceği var.

Rakamlarla
Alex, 5 asistle zirvede.
Bu sezon sahasında oynadığı 4 maçın tamamını kazanan tek ekip biziz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder