Spor Toto Süper Lig’de ilk 4 haftanın programı şu şekilde:
1. Hafta
10 Eylül 2011 Cumartesi
17.30 Samsunspor – Gençlerbirliği (Samsun 19 Mayıs Stadı)
17.30 Eskişehirspor – Beşiktaş (Eskişehir Atatürk Stadı)
20.00 Manisaspor – Trabzonspor (Manisa 19 Mayıs Stadı)
20.00 MKE Ankaragücü – Mersin İdman Yurdu (Ankara 19 Mayıs Stadı)
11 Eylül 2011 Pazar
17.30 KDÇ Karabükspor – Sivasspor (Necmettin Şeyhoğlu Stadı)
17.30 Bursaspor – Kayserispor (Bursa Atatürk Stadı)
20.00 Büyükşehir Belediyespor – Galatasaray (Atatürk Olimpiyat Stadı)
20.00 MP Antalyaspor – Gaziantepspor (Mardan Antalyaspor Stadı)
12 Eylül 2011 Pazartesi
20.00 Fenerbahçe – Orduspor (Şükrü Saracoğlu Stadı)
2. Hafta
16 Eylül 2011 Cuma
20.00 Gaziantepspor – Fenerbahçe (Gaziantep Kamil Ocak Stadı)
20.00 Kayserispor – MP Antalyaspor (Büyükşehir Belediye Kadir Has Stadı)
17 Eylül 2011 Cumartesi
17.30 Gençlerbirliği – KDÇ Karabükspor (Ankara 19 Mayıs Stadı)
20.00 Orduspor – Manisaspor (Ordu 19 Eylül Stadı)
20.00 Trabzonspor – Büyükşehir Belediyespor (Trabzon Hüseyin Avni Aker Stadı)
18 Eylül 2011 Pazar
16.00 Mersin İdman Yurdu – Bursaspor (Mersin Tevik Sırrı Gür Stadı)
17.30 Sivasspor – Eskişehirspor (Sivas 4 Eylül Stadı)
20.00 Galatasaray – Samsunspor (Ali Sami Yen SK TT Arena)
19 Eylül 2011 Pazartesi
20.00 Beşiktaş – MKE Ankaragücü (Fi-Yapı İnönü Stadı)
3. Hafta
20 Eylül 2011 Salı
20.00 Gaziantepspor – Kayserispor (Gaziantep Kamil Ocak Stadı)
20.00 Büyükşehir Belediyespor – Orduspor (Atatürk Olimpiyat Stadı)
20.00 Fenerbahçe – Manisaspor (Şükrü Saracoğlu Stadı)
21 Eylül 2011 Çarşamba
18.45 KDÇ Karabükspor – Galatasaray (Necmettin Şeyhoğlu Stadı)
20.00 Eskişehirspor – Gençlerbirliği (Eskişehir Atatürk Stadı)
20.00 MP Antalyaspor – Mersin İdman Yurdu (Mardan Antalyaspor Stadı)
21.45 Samsunspor – Trabzonspor (Samsun 19 Mayıs Stadı)
22 Eylül 2011 Perşembe
20.00 MKE Ankaragücü – Sivasspor (Ankara 19 Mayıs Stadı)
20.00 Bursaspor – Beşiktaş (Bursa Atatürk Stadı)
4. Hafta
23 Eylül 2011 Cuma
20.00 Kayserispor – Fenerbahçe (Büyükşehir Belediye Kadir Has Stadı)
24 Eylül 2011 Cumartesi
16.00 Mersin İdman Yurdu – Gaziantepspor (Mersin Tevfik Sırrı Gür Stadı)
20.00 Manisaspor – Büyükşehir Belediyespor (Manisa 19 Mayıs Stadı)
20.00 Trabzonspor – KDÇ Karabükspor (Trabzon Hüseyin Avni Aker Stadı)
25 Eylül 2011 Pazar
17.30 Orduspor – Samsunspor (Ordu 19 Eylül Stadı)
17.30 Sivasspor – Bursaspor (Sivas 4 Eylül Stadı)
20.00 Beşiktaş – MP Antalyaspor (Fi-Yapı İnönü Stadı)
20.00 Gençlerbirliği – Ankaragücü (Ankara 19 Mayıs Stadı)
26 Eylül 2011 Pazartesi
20.00 Galatasaray – Eskişehirspor (Ali Sami Yen SK TT Arena)
30 Ağustos 2011 Salı
27 Ağustos 2011 Cumartesi
Jurnalci Suçlaması Hakkında
ultrAslan Forum'da sevdiğimiz bir abinin kaleminden "Jurnalci Suçlamaları" ile ilgili son derece keyifli bir yazı. Jurnal ; Osmanlı'nın son zamanlarında muhbirlik, ihbarcılık yapanlara verilen isim.
Okumanızı tavsiye ediyorum;
Okumanızı tavsiye ediyorum;
Ergenekon ve Balyoz davalarinda bu ulkede adalet denen kavramin ne kadar ici bos oldugunu anlamis ve o davalar surecinde yasananlarla yuce Turk savcilarinin ne kadar uretken ve vicdan sahibi (!) olduklari konusunda serbetlenmis ve bircok Galatasaraylinin aksine, somut delillerle desteklenmis bir mahkeme karari ortada olmadigi muddetce Fenerbahce’nin suclanamayacagini soyleyen birisiyim. Halen de bu gorusumun arkasindayim. Cunku “adalet ama herkes icin adalet” siari bunu gerektirir.
Cok zor olsa da, boyle dusunmeye devam edecegim. Isin zorlugu cevremdeki Galatasaraylilarin bana “iclerindeki Irlandali” muamelesi yapmasi degil, bizzat Fenerbahcelilerin o her vakit dillerine vurmus buyukluk kompleksiyle yaptigi aciklamar (e.g. “bir gun herkez fenerbahceli olacak”; “biz bize yeteriz, cunku biz fenerbahceliyiz”; “tarifi olmayan buyukluk”) ve her firsatta Galatasaray’i ve Galatasaray’in gecmis basarilarini karalama yonundeki aciklamalari (e.g. şaibenin yaratıcısı ve baş uygulayıcısı cincon).
Dun Fenerbahce resmi sitesinde yeralan aciklamada dogrudan Galatasaray hedef alinarak Galatasaray “kendisinden istenen belgeleri dahi teslim edemeyen ancak her fırsatta yurtdışına jurnalcilik yapan” kurum olarak isaret edildi.
Yani kendilerinin haksiz ve temelsiz ithamlarla yargilandigini soyleyenler, laf arasinda, “biz sizin gecmisinizi de biliriz, daha bir belgeyi gosteremediniz” diyerek, yargisiz infazin babaannesini yapmakla kalmadilar, Galatasaray yonetiminin aciklamasini jurnal yapmakla bir tuttular.
Farkli televizyon ve radyo kanallarinda da bu iddia, yani Uefa’nin Galatasaray’in ispiyonlamasi neticesinde hareket gectigi dile getirildi.
Ve hatta FB TV canli yayinina baglanan eski futbolcu Ilker, Galatasaray’in resmi sitesinden yaptigi aciklamayi kastederek, bunun “vatan hainligi” olduguna isaret etti.
“Vatan haini senin babandir” deyip gecmek var ama en azindan farkli bir seviyede oldugumuzu gostermek icin bir kac kelam edelim.
*****
Ne dusunmemiz isteniyor bizden?
“Jurnalci Galatasaraylilar, TFF’ye yaptiklari baskilardan sonuc alamayinca, Uefa’yi harekete gecirdiler, ve Fener’i boyle alasagi ettiler”
Kulaga hos gelmiyor da degil hani.
Hele bir de yillarca Galatasaray’in bu ulke futbolunda gizli kapilar ardinda ne dolaplar cevirdigi masallariyla buyumus; etik kurulundan, pfdk’ya, tahkim’den merkez hakem kuruluna kadar her yere sizip, her karari kendi lehlerine cikarma ehliyetine sahip bir karanlik guc oldugu paranoyalariyla yetistiyseniz, bu iddiadaki maddi yanlislari gormeyip sorgulamamaniz gayet anlasilabilir.
Anlasilabilir, ama birileri cikip da, “Ne alakasi var kardesim? Sanki dunyanin en ucra kosesinde olan bitenden aninda haberdar oldugumuz bir yuzyilda yasamiyor muyuz? Bu topraklar disinda yasayan insanlarin ulkemizdeki gelismeler hakkinda bilgi sahibi olmak icin illa birilerinin haber ucurmasina mi ihtiyaci var?” dese yine de biraz afallarlar.
Veya yine birileri cikip “La arkadasim, UEFA 15-20 kisinin calistigi bir dernek mi? Sagda solda temsilcilikleri, kendisiyle iritbat halinde olan bilgi kaynaklari, en basitinden o ulkeden istihdam ettigi ve kurullarinda gorev verdigi ilgili ulke vatandaslari falan yok mu? Sen zannediyor musun ki, Uefa’dakiler anca birileri gelip, “Ayakta mi uyuyonuz beyler! XXX ulkesinde neler oluyor farkinda degil misiniz? Bir gidip baksaniza” dedikten sonra, bir zahmet harekete geciyorlar?” diye sorgulasa, muhtemelen susarlar. Ama yillarin aldatmacalari agir basar, ve bu sorgulariniza cevaben “ya sus abi, biz bilmiyor muyuz Galatasaray’in ne mal oldugunu? Dua edin de bu sene kotu gecti, yoksa en basta siz giderdiniz” tepkisiyle karsilasirsiniz.
*****
Sampiyonlar Liginde topu topu 32 takim var.
Bu 32 takimin 20 tanesi Avrupanin gozonunde olan liglerinde (i.e. ingiltere, ispanya, almanya, italya, fransa, portekiz, hollanda) oynuyor.
Bir baska ifadeyle, Uefa’nin cok buyuk onem verdigi iddia edilen ve hatta populerligi dunya kupasiyla mukayese edilecek duzeye yaklaştığı söylenen organizasyondaki sadece 12 takim goreceli daha irak liglerden gelme.
“Lobici mekteb-i sultaniler devreye girdi, jurnalcilik yaptilar ve Fenerbahce’nin sampiyonlar ligine gitmesine engel oldular!” demek, zimmen “Uefa’daki adamlar o kadar mal ve, o kadar yetersiz bir kurum ki, en cok onem verdigi organizasyona gelen 12 takimi incelemekten acizdir” demektir.
Bu aciz adamlarin anca kura cekiminden once akillarina gelmistir ve “La beyler, bir suru mail gelmis Turkiye’den, Fenerbahce denen bir takimin sike yaptigini iddia ediyorlar. Guya bu adamlar bu sene sampiyonlar liginde oynayacakmis, bir arastiralim lan, belki birsey cikar” demislerdir.
Galatasaray, “bu ates ufleyerek sonmez” dedi; Galatasaray kompleksiyle Galatasaray’in ne demek istemis olabilecegini zahmet edip dusunmeyenler hemen harekete gecti: Galatasaray’i oyunbozan olmakla suclayanlar mi ararsiniz; “sahada yenemedigi icin baska yollara tevessul ediyorlar” diye dalga gecen mi ararsiniz….Sonunda ne oldu? Tam da Galatasaray’in o aciklamada soyledigi noktaya geldiler.
Galatasaray “tarih hepimizden hesap sorar” dedi; vay sen misin bunu diyen, basladilar, “jurnalci, bizi yurtdisina sikayet ediyor”. Baskan Unal Aysal, olanca kibarligiyla “ya anlamadilar demek istedigimizi, ya da okumadilar” dedi….Ve yine ne oldu? Galatasaray bir kez daha hakli cikti.
Bu ulkede ne yazik ki, en buyuk problem karsindaki dinlememek veya karsindakinin soylediklerini “nasilsa sunu soylemek istiyor, lafi buraya getirecek” diye sartli dinlemek. Dun Galatasaray’i dinlemeyen ama bugun onun uyarilarina uygun hareket etmek zorunda kalanlar, kamuoyuna “Turkiye’den mailler gitmis” deyip Galatasaray’i hedef gosterinceye kadar, once “biz nerede yanlis yaptik” diye dusunsunler.
Daha dune kadar, ellerinde hicbir belge olmadigi halde, Galatasaray’in serefli sampiyonluklarina kulp takmaktan cekinmeyenler; “saibesaray” diyerek rakibinin emegini hice sayanlar; kah mehmet agar, kah haluk ulusoy, kah mesut yilmaz’a atifta bulunarak cirkin karalamalarina dayanak olusturmaya calisanlar da, bugun benzer yaklasima maruz kaldiklarinda, kendilerini savunurken lutfen “sen daha 1 milyonun belgesini gosteremedin” gibi halen yargisiz infaz yapmaya devam eden aciklamalarindan vazgecsinler.
26 Ağustos 2011 Cuma
Omurgasız Antu'nun Cengizhan YELDAN'ı
Antu'nun asalaklarından Cengizhan YELDAN, Fenerbahçe kişiliğinin ne demek olduğunu açıkça gösteren yazılarına devam ediyor. "Bu ülkede cinconlu apo ve ts'li Hüseyin Gülerce ne istese o oluyor" başlıklı yazısı bardağı taşıran son nokta oldu.
Pişman olmuş olacaklar ki yazıyı kaldırmışlar.
Bu zatın diğer yazılarını buradan görebilir ve karakteri hakkında notunuzu verebilirsiniz.
Pişman olmuş olacaklar ki yazıyı kaldırmışlar.
Bu zatın diğer yazılarını buradan görebilir ve karakteri hakkında notunuzu verebilirsiniz.
25 Ağustos 2011 Perşembe
Fatih Terim: Türk Futbolunun Kaybettiği Yerde Kazanan Olmaz!
Fatih Terim: Türk Futbolunun Kaybettiği Yerde Kazanan Olmaz!
Futbol Federasyonu’nun aldığı kararla ilgili olarak Terim, "Değerlendirmeyi gerekirse Türkiye'de yaparım. Ama burada şunu söylemek istiyorum. Bu işin kazananı yok. kaybedeni var. Herkes için de bu kayıp geçerlidir. Türk futbolunun kaybettiği yerde kazanan olmaz. Olaya böyle bakmak lazım" yorumunda bulundu.
Futbol Federasyonu’nun aldığı kararla ilgili olarak Terim, "Değerlendirmeyi gerekirse Türkiye'de yaparım. Ama burada şunu söylemek istiyorum. Bu işin kazananı yok. kaybedeni var. Herkes için de bu kayıp geçerlidir. Türk futbolunun kaybettiği yerde kazanan olmaz. Olaya böyle bakmak lazım" yorumunda bulundu.
24 Ağustos 2011 Çarşamba
Lukas Podolski İçin Görüşmelere Başlandı
Lukas Podolski İçin Görüşmelere Başlandı
Galatasaray Sportif A.Ş., Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) gönderdiği açıklamada profesyonel futbolcu Lukas Podolski ve kulübü FC Köln ile görüşmelere başladığını bildirdi.
Açıklama şu şekilde:
"Profesyonel Futbolcu Lukas Podolski ve Kulübü FC Köln ile resmi görüşmelere başlanmış olup gelişmelerden kamuoyu haberdar edilecektir."
Galatasaray Sportif A.Ş., Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) gönderdiği açıklamada profesyonel futbolcu Lukas Podolski ve kulübü FC Köln ile görüşmelere başladığını bildirdi.
Açıklama şu şekilde:
"Profesyonel Futbolcu Lukas Podolski ve Kulübü FC Köln ile resmi görüşmelere başlanmış olup gelişmelerden kamuoyu haberdar edilecektir."
23 Ağustos 2011 Salı
2011-2012 Sezonu Play-off Sistemi ile Oynanamaz
Kulübümüzün resmi sitesinde Spor Hukuk Enstitüsü Başkanı ve CAS üyesi Kısmet ERKİNER'in açıklamaları yayınlandı.
Tartışılan play-off sisteminin 2011-2012 sezonunda uygulanabilmesinin imkansız olduğunu vurgulayan Erkiner, "Türkiye Futbol Federasyonu, yeni sezon için açıklamalarını daha önce yaptı. Lig, 5 Ağustos tarihinde resmi olarak başladı. Ligin sadece ertelendiği söylendi. Yani resmi olarak şu anda sezon başladı. Başlayan bir sezonda herhangi bir kural değişikliği yapılamaz. Bu nedenle de 2011-2012 sezonu play-off sistemi ile oynanamaz" dedi. Play-off sistemi gibi köklü değişikliklerin ligler başlamadan önce açıklanması ve gerekli hazırlıkların yapılması gerektiğini ifade eden Kısmet Erkiner, 2011-2012 sezonunun da aynı mevcut statüde oynanabileceğini kaydetti.
22 Ağustos 2011 Pazartesi
ultrAslan'dan Cavcav'a
Tarih: 20 Aralık 2005
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, Fenerbahçe yönetimini terör örgütü PKK'ya benzetirken, Sarı-lacivertli yönetimi cumhuriyet içinde yeni bir cumhuriyet kurma peşinde olan bir örgüt gibi davranmakla suçladı. Fenerbahçe'yi Türk futbolunu bölmekle suçlayan Cavcav, "Üzülerek ifade ediyorum, Fenerbahçe yönetimini Türkiye'de Türkiye Cumhuriyeti varken PKK gibi, başka kuruluşlar gibi Türkiye'de hükümet kurmak isteyen, cumhuriyet içerisinde cumhuriyet kurmak isteyen bir örgüte benzetiyorum" dedi.
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, İHA'ya Fenerbahçe camiasını ayağa kaldıracak açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe'nin Kulüpler Birliği'nden ayrılmasını eleştiren Başkan İlhan Cavcav, "Türkiye'de 18 kulüp var. Fenerbahçe de büyük bir camia. Üzülerek ifade ediyorum, Fenerbahçe yönetimini Türkiye'de Türkiye Cumhuriyeti varken PKK gibi, başka kuruluşlar gibi Türkiye'de hükümet kurmak isteyen, cumhuriyet içerisinde cumhuriyet kurmak isteyen bir örgüte benzetiyorum. Biz vatan olarak biriz. Bütün Türkiye Cumhuriyeti Türk'ü de olsa Kürt'ü de olsa Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşıdır. Bir bütünleşme içinde olmamız lazım. Ama sporumuzda büyük, güzide kulübümüz Fenerbahçe'nin başkanı tutum, davranış ve beyanlarıyla sanki Fenerbahçe Cumhuriyeti'ni kurma gibi bir gayret ve çaba içerisinde. Fenerbahçe Kulübü de tutum ve davranışlarıyla böyle bir cumhuriyet kurma arzusunu ortaya koyuyor. Bu benim için şahıs olarak önemli değil. Türkiye'de 18 kulübümüz var. Fenerbahçe eğer böyle bir Cumhuriyet kurmak arzusu içerisindeyse; Kulüpler Birliği'nden ayrıldığını nasıl açıkladıysa, Türkiye liglerinden de çekildiğini ilan etsin" diye konuştu.
Fenerbahçe Kulübü'ne İstanbul'daki Kartalspor, Pendikspor, Beylerbeyi, Beykozspor gibi takımlarla bir lig kurmasını öneren Cavcav, "Fenerbahçe'nin de içinde olduğu bu takımlar kendi aralarında oynayabilir. O zaman herkes rahat eder. Fenerbahçe de rahat eder, diğer kulüplerimiz de rahat eder. Fenerbahçe kulübümüzün tutum ve davranışı şahsen benim için pek önemli bir olay değil. Olay olarak da görmek istemiyorum" ifadelerini kullandı.
21 Ağustos 2011 Pazar
Tarih Bizi Yazar, Sizden Hesap Sorar!.
ultrAslan, TFF'nin kulübümüze karşı yaptığı açıklamayı resmi web sitelerinden protesto ediyor.
Galatasaray'lı Engin Baytar Hakkında Bilgi
11 Temmuz 1983'te Almanya'da dünyaya gelen ve memleketi Trabzon olan Engin Baytar, altyapı eğitimini FC Gütersloh 2000 ve Arminia Bielefeld II takımlarında aldı. Arminia Bielefeld'de dört sene geçiren oyuncu 2004'te babasının yakın arkadaşı Tuncay Soyak'ın çalıştırdığı 2. Lig B Klasman'da yer alan Maltepespor'a transfer oldu ve kariyerini Türkiye'de sürdürme kararını zor bir yolculuk seçerek aldı.
Bonservis sorunu sebebiyle yaklaşık altı ay futboldan uzak olan oyuncu, bu süreci takip eden bir sene boyunca başarılı bir grafik çizip dikkatleri üzerine çekmeyi başardı ve 2006 Ocak ayında Gençlerbirliği'ne transfer oldu. Süper ligdeki ilk golü Nisan 2007'de memleketinin takımı Trabzonspor'a karşıydı, kaderin garip bir oyunu gibi. 2006-07 sezonunu 9 gol atarak tamamladı ve istatistik hanesine artı olarak yazdırdı bunu. Gençlerbirliği'nde üç yıl geçiren oyuncu, Ocak 2009'da Eskişehirspor'a sezon sonuna kadar kiralandı. 2009 yazında Hugo Broos'un çalıştırdığı Trabzonspor'a transfer olarak kariyerinin önemli adımlarından birini atmayı başardı. Mayıs 2010'da Diyarbakır'da oynanan Türkiye Kupası Finali'nde Fenerbahçe'ye karşı unutamadığı bir performans sergileyen ve maçın adamı seçilen yıldız oyuncu, galibiyet golünü atıp takımının kupaya uzanmasında çok önemli bir rol oynadı.
A Milli Takım formasını giyme hasretiyle yanıp tutuşan Engin Baytar, Kasım 2010'da Guus Hiddink tarafından Hollanda ile yapılan özel maçta 76. dakikada oyuna alınıp hayalini gerçekleştirdi.
Maltepespor'da çift santrforun arkasında oynayan 1.76 metre boyundaki Engin Baytar, diğer takımlarında genellikle orta saha ve orta sahanın solunda görevlendirildi. Türkiye'de en beğendiği oyuncular arasına Volkan Şen ve Arda Turan'ı koyarak kenar oyuncularına ayrı bir gözle değerlendirilen Engin Baytar, ince çalımlarıyla rakibini kolaylıkla ekarte etmesi, dripling yeteneği, sert şutları ve her iki ayağını kullanmasıyla biliniyor.
Bonservis sorunu sebebiyle yaklaşık altı ay futboldan uzak olan oyuncu, bu süreci takip eden bir sene boyunca başarılı bir grafik çizip dikkatleri üzerine çekmeyi başardı ve 2006 Ocak ayında Gençlerbirliği'ne transfer oldu. Süper ligdeki ilk golü Nisan 2007'de memleketinin takımı Trabzonspor'a karşıydı, kaderin garip bir oyunu gibi. 2006-07 sezonunu 9 gol atarak tamamladı ve istatistik hanesine artı olarak yazdırdı bunu. Gençlerbirliği'nde üç yıl geçiren oyuncu, Ocak 2009'da Eskişehirspor'a sezon sonuna kadar kiralandı. 2009 yazında Hugo Broos'un çalıştırdığı Trabzonspor'a transfer olarak kariyerinin önemli adımlarından birini atmayı başardı. Mayıs 2010'da Diyarbakır'da oynanan Türkiye Kupası Finali'nde Fenerbahçe'ye karşı unutamadığı bir performans sergileyen ve maçın adamı seçilen yıldız oyuncu, galibiyet golünü atıp takımının kupaya uzanmasında çok önemli bir rol oynadı.
A Milli Takım formasını giyme hasretiyle yanıp tutuşan Engin Baytar, Kasım 2010'da Guus Hiddink tarafından Hollanda ile yapılan özel maçta 76. dakikada oyuna alınıp hayalini gerçekleştirdi.
Maltepespor'da çift santrforun arkasında oynayan 1.76 metre boyundaki Engin Baytar, diğer takımlarında genellikle orta saha ve orta sahanın solunda görevlendirildi. Türkiye'de en beğendiği oyuncular arasına Volkan Şen ve Arda Turan'ı koyarak kenar oyuncularına ayrı bir gözle değerlendirilen Engin Baytar, ince çalımlarıyla rakibini kolaylıkla ekarte etmesi, dripling yeteneği, sert şutları ve her iki ayağını kullanmasıyla biliniyor.
Kendilerini Düşünen 3 Çakal
Biri namı değer tüpçü, diğeri kulüpler birliği başkanlığını TFF başkanlığı ile karıştıran, af edersiniz kendisini bir bok zanneden Gençlerbirliği Başkanı, diğeri de Fenerbahçe'nin resmi sözcüsü, kurtarıcısı...
Ortak özellikleri;
Birbirlerine yalakalık yaparlar.
Çıkarları ve menfaatleri için çalışırlar.
Söz konusu Galatasaray ise Aslan kesilirler.
Üçü de futbolda şike iddialarının kapatılması taraftarıdır.
19 Ağustos 2011 Cuma
Engin Baytar Galatasaray'da
Engin Baytar Galatasaray'da
Transfere ilişikin, Galatasaray Sportif AŞ tarafından Kamu Aydınlatma Platformu (KAP)'na gönderilen açıklama şu şekilde:
Trabzonspor A.Ş. profesyonel futbolcularından Engin Baytar ile 2011-2012 sezonundan başlamak üzere iki futbol sezonu için anlaşmaya varılmıştır. Buna göre futbolcunun eski kulübü Trabzonspor A.Ş.'ye 1.100.000 EUR tutarında transfer ücreti ödenecektir. Futbolcuya ise 2011-2012 ve 2012-2013 sezonlarının her biri için 400.000 EUR sabit transfer ücreti ve her sezon için 15.000 EUR maç başı ücreti ödenecektir. 2011-2012 sezonunda Futbolcu eğer 20 ve daha fazla resmi müsabaka yer almış olur ise her iki sezonda da alacağı sabit transfer ücreti 400.000 EUR yerine 600.000 EUR olacaktır.
Galatasaray konuşunca bir yeri kalkanlar var
Bilindiği üzere kulübümüz sürecin hızlanması ile ilgili başından beri gerekli adımların atılmasını istiyor. Ve aynı paralelde birileri kulübümüzün yaptığı açıklamalara anında yanıt veriyor. Bu ateş üfleyerek sönmez dediğimizde neredeyse tüm kulüpler resmi sitelerinden Federasyonu destekliyoruz açıklamaları yapmıştı. Oysa ki Galatasaray Spor Kulübü kötü bir şey söylemiyordu ki...
Süreç hızlansın, futbolumuz zarar görmesin. Diğerleri ise bunu istemiyor. Bizim Fenerbahçe Spor Kulübünün yaptığı açıklamalara hiç bir şekilde cevap vermeyen, hatta bu açıklamaları normal buluyorum diyen Federasyon başkanımız var. Mevzu bahis Galatasaray olunca TFF web sitesi Fenerbahçe web sitesine dönüşüyor ve Galatasaray Spor Kulübüne cevabı yapıştırıyor. Bizler kin kokusu almaya başladık. Lütfen üşenmeyin ve kulübümüzün yaptığı açıklamayı ve TFF'nin bize verdiği cevabı iyi okuyun. Aradaki kültür, seviye, hoş görü ve tarafsızlık farkını sizde hissedeceksiniz. Özellikle Fenerbahçe'li arkadaşlarımız bu duruma sessiz kalmamalı. Çünkü taraflı bir Başkan futbolumuzu yönetiyor. Kesinlikle bu ifadelerim Fanatizm kokmuyor.
İşte tarafsızlığın içine sıçan o ifadeler;
"Galatasaray kulüpler birliğinden ihraç edilmeli"
İlhan Cavcav
"Ancak bir süredir bazı kulüplerimiz ile olayla ilgili veya ilgisiz aynı zamanda da bilgisiz bazı kişiler, yasal dayanaktan yoksun açıklamalar yapmaktadırlar. Özellikle bugün bir Süper Lig kulübümüzün yaptığı açıklama ile federasyonumuz adeta Avrupa'ya, UEFA'ya ve FIFA'ya şikayet edilmektedir. Belirtmek isteriz ki, Türkiye Futbol Federasyonu; şeffaf, açık ve yasalarla yönetilen bir kurumdur. Federasyonumuzu hukuka aykırı davranan bir kurum olarak lanse eden ve yurtdışına şikayet etme gibi tarihi yanılgıya düşenleri, Türk futbol tarihimiz affetmeyecektir."
TFF
Kulüpler birliğinden ihraç edilmemizi isteyen İlhan CAVCAV, şikeye karışmış diğer takımlar için neden bu söylemi desteklemedi? Galatasaray düşmanlığı kimseye prim kazandırmaz.
TFF'nin yaptığı açıklama ise her zaman ki gibi gülünç. Ülkemizi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine şikayet eden bir kulüp yöneticisine neden bu şekilde tavır alınmadı? Kaldı ki Galatasaray Spor Kulübü ülkemizi kimseye şikayet etmez. Uefa ve Fifa kurallarını uygulayın der. Bu da sizin işinize gelmez "Galatasaray bizi Uefa'ya şikayet ediyor" dersiniz.
Ama Galatasaray adalet istiyor. Adalet kimin umurunda.
Galatasaray Spor Kulübü'nden Kamuoyuna Açıklama
Galatasaray Spor Kulübü'nden Kamuoyuna Açıklama
TFF’nin son kararından sonra Türk futbolunun geleceği açısından ciddi endişe duyduğumuzu belirttik. Bu endişenin nedenlerini açıklıkla dile getirmenin zamanı bugündür.
Futbol, dünyada birçok ülkenin en önemli imaj unsurlarından biri haline gelmiştir. Globalleşen dünyada, oyunun tek bir kuralı vardır: Rekabet. Bu rekabet tabii ki uluslararası kurallar çerçevesinde yapılır. Aksi halde futbolun marka gücü, değeri ve evrenselliğinden söz edilemez. Herkes kendi kurallarını uygulayacak olursa, başarının evrensel ölçüsü kalmaz.
Dünya çapında sıfır hata toleranslı bu rekabetin ardındaki neden, sadece imaj meselesi değildir. Bu rekabetin ekonomisi de son derece ciddi boyutlara ulaşmıştır. 2010-2011 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde dağıtılan gelir tutarı 754 milyon Euro’ya ulaşmıştır. Ülkemiz, bu gelirin sadece 20 milyon Euro'sunu elde edebilmiştir. Diğer uluslararası rekabet alanlarını ve dolaylı gelirleri hesaba kattığımızda Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ve futbol aşkının son derece yaygın olduğu ülkemizin bu ekonomiden aldığı pay %2’nin altındadır. Önemli bir futbol ülkesi olan İngiltere'nin aldığı pay 200 milyon Euro'dur.
UEFA Kupası ve Süper Kupa almış bir kulübe, Dünya üçüncüsü ve Avrupa dördüncüsü olmuş bir Milli Takıma sahip ve nüfusunun yarısından fazlası 24 yaşın altında olan Türkiye’ye, yakın bir zamana kadar futbolun geleceğe damgasını vuracak yeni yıldızı olarak bakılmaktaydı. Son dönemde yaşadıklarımızdan sonra bu noktadan ne kadar uzaklaştığımız ortadadır.
Üstelik oluşan kararsızlık ortamının, daha geçtiğimiz günlerde Olimpiyatlara yeniden ve büyük bir şevkle aday olan, gün geçtikçe uluslararası organizasyon kabiliyeti ve kredibilitesi artan ülkemizin, tüm spor dünyasındaki imajı açısından da büyük bir olumsuzluk yarattığı ortadadır.
Türk futbolunun bugün verdiği sınav, yıllar sonra nice uğraş sonucu elde edilen özerklik konumuna rağmen kendini yönetme becerisine ve erkine sahip olup olmadığı sınavıdır.
Gelişmelerin ilk gününden beri son derece açıklıkla belirttik: Hiç kimsenin üzüntüsü, acısı bizim sevincimiz olamaz. Hepimiz aynı gemideyiz ve geminin adı Türk Futbolu’dur. Gerçek şudur ki gemimiz ağır bir yara almış, futbolumuz mahkemelere düşmüş, kişisel ve toplumsal dramlar ortaya çıkmıştır. Ancak alınan bu yara, her gün biraz daha büyürken, hiçbir şey yokmuş gibi davranmak daha büyük maliyetlere yol açacaktır. Gün dövünme, tartışma, kavga günü değildir. Hep beraber oturup ortak bir akıl ve strateji oluşturma günüdür.
Bu strateji “zaman kazanma”ya dayandırılamaz. Kendimizi yönetme becerisi ve erkine sahip olduğumuzu kanıtlamamız için atılması gerekli adımlar bellidir. Geciktikçe bedel daha da ağırlaşacaktır. En kötüsü bu adımları biz zamanında atmazsak, başkalarının bizim adımıza atması kaçınılmazdır. Kurallar çerçevesinde hatalarımızla yüzleşip gereğini biz yapmazsak dünyada bunu üst kuruluşlar yapar. Kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesmezsek, birileri gelir kolumuzu keser. “Biz yapamadık, onlar yaptı” diyemeyiz. Uygar dünyanın saygın bir üyesi olmak, öncelikle hatalarımızla yüzleşip, kendimize karşı dürüst olmaktan geçer.
Türk Futbol endüstrisinin yöneteni bellidir. Futbol tarihimizin en önemli problemi önlerine gelmiştir. Böyle bir meselede adaleti tam ve net olarak sağlamak çok zordur ancak onun görevidir. Bu görevi başkalarına bırakamaz, devredemez. Bizlere düşen ise kendilerine sonuna kadar destek vermek ve yardımcı olmaktır.
Futbolumuzdaki bazı şahsiyetlerin hırsları, bir an için akıllarının önüne geçmiş olabilir. Bu her bireyin, her an başına gelebilir. Bu durum bazı haksızlıklar ve adaletsizlikler yaratmış olabilir. Ancak dünyada barışın en büyük çimentosu olan spor dünyasında hiç kimsenin söz konusu rakibi de olsa bir tek gün bile özgürlüğünün sınırlanması istenemez.
Ama ne anlayış ne acıma ne dostluk duygularımız hataları ortadan kaldırmaz. Yapmamız gereken, FIFA ve UEFA'nın tüm kurallarını, uluslararası futbol camiasının örf ve adetlerini eksiksiz yerine getirmektir. Ne eksik ne fazla. Böyle bir uygulama hata yapan futbol yöneticilerimizi, spor insanlarımızı hapisten kurtaracağı gibi Türk futbolunun kaderini kendimizin çizmesi demek olacaktır. Bu uygulamayı başkasına bırakmak, yapacağımız en büyük hata olur.
110 yıllık geçmişi olan, artık kültürümüzün br parçası olmuş futbolumuzun kaderini, başkalarının çizmesini kabullenmek gibi bir tarihi hatayı yapma lüksümüz yoktur, olamaz.
Aksi takdirde tarih, hepimizden hesap sorar.
GALATASARAY SPOR KULÜB
Futbol, dünyada birçok ülkenin en önemli imaj unsurlarından biri haline gelmiştir. Globalleşen dünyada, oyunun tek bir kuralı vardır: Rekabet. Bu rekabet tabii ki uluslararası kurallar çerçevesinde yapılır. Aksi halde futbolun marka gücü, değeri ve evrenselliğinden söz edilemez. Herkes kendi kurallarını uygulayacak olursa, başarının evrensel ölçüsü kalmaz.
Dünya çapında sıfır hata toleranslı bu rekabetin ardındaki neden, sadece imaj meselesi değildir. Bu rekabetin ekonomisi de son derece ciddi boyutlara ulaşmıştır. 2010-2011 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde dağıtılan gelir tutarı 754 milyon Euro’ya ulaşmıştır. Ülkemiz, bu gelirin sadece 20 milyon Euro'sunu elde edebilmiştir. Diğer uluslararası rekabet alanlarını ve dolaylı gelirleri hesaba kattığımızda Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ve futbol aşkının son derece yaygın olduğu ülkemizin bu ekonomiden aldığı pay %2’nin altındadır. Önemli bir futbol ülkesi olan İngiltere'nin aldığı pay 200 milyon Euro'dur.
UEFA Kupası ve Süper Kupa almış bir kulübe, Dünya üçüncüsü ve Avrupa dördüncüsü olmuş bir Milli Takıma sahip ve nüfusunun yarısından fazlası 24 yaşın altında olan Türkiye’ye, yakın bir zamana kadar futbolun geleceğe damgasını vuracak yeni yıldızı olarak bakılmaktaydı. Son dönemde yaşadıklarımızdan sonra bu noktadan ne kadar uzaklaştığımız ortadadır.
Üstelik oluşan kararsızlık ortamının, daha geçtiğimiz günlerde Olimpiyatlara yeniden ve büyük bir şevkle aday olan, gün geçtikçe uluslararası organizasyon kabiliyeti ve kredibilitesi artan ülkemizin, tüm spor dünyasındaki imajı açısından da büyük bir olumsuzluk yarattığı ortadadır.
Türk futbolunun bugün verdiği sınav, yıllar sonra nice uğraş sonucu elde edilen özerklik konumuna rağmen kendini yönetme becerisine ve erkine sahip olup olmadığı sınavıdır.
Gelişmelerin ilk gününden beri son derece açıklıkla belirttik: Hiç kimsenin üzüntüsü, acısı bizim sevincimiz olamaz. Hepimiz aynı gemideyiz ve geminin adı Türk Futbolu’dur. Gerçek şudur ki gemimiz ağır bir yara almış, futbolumuz mahkemelere düşmüş, kişisel ve toplumsal dramlar ortaya çıkmıştır. Ancak alınan bu yara, her gün biraz daha büyürken, hiçbir şey yokmuş gibi davranmak daha büyük maliyetlere yol açacaktır. Gün dövünme, tartışma, kavga günü değildir. Hep beraber oturup ortak bir akıl ve strateji oluşturma günüdür.
Bu strateji “zaman kazanma”ya dayandırılamaz. Kendimizi yönetme becerisi ve erkine sahip olduğumuzu kanıtlamamız için atılması gerekli adımlar bellidir. Geciktikçe bedel daha da ağırlaşacaktır. En kötüsü bu adımları biz zamanında atmazsak, başkalarının bizim adımıza atması kaçınılmazdır. Kurallar çerçevesinde hatalarımızla yüzleşip gereğini biz yapmazsak dünyada bunu üst kuruluşlar yapar. Kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesmezsek, birileri gelir kolumuzu keser. “Biz yapamadık, onlar yaptı” diyemeyiz. Uygar dünyanın saygın bir üyesi olmak, öncelikle hatalarımızla yüzleşip, kendimize karşı dürüst olmaktan geçer.
Türk Futbol endüstrisinin yöneteni bellidir. Futbol tarihimizin en önemli problemi önlerine gelmiştir. Böyle bir meselede adaleti tam ve net olarak sağlamak çok zordur ancak onun görevidir. Bu görevi başkalarına bırakamaz, devredemez. Bizlere düşen ise kendilerine sonuna kadar destek vermek ve yardımcı olmaktır.
Futbolumuzdaki bazı şahsiyetlerin hırsları, bir an için akıllarının önüne geçmiş olabilir. Bu her bireyin, her an başına gelebilir. Bu durum bazı haksızlıklar ve adaletsizlikler yaratmış olabilir. Ancak dünyada barışın en büyük çimentosu olan spor dünyasında hiç kimsenin söz konusu rakibi de olsa bir tek gün bile özgürlüğünün sınırlanması istenemez.
Ama ne anlayış ne acıma ne dostluk duygularımız hataları ortadan kaldırmaz. Yapmamız gereken, FIFA ve UEFA'nın tüm kurallarını, uluslararası futbol camiasının örf ve adetlerini eksiksiz yerine getirmektir. Ne eksik ne fazla. Böyle bir uygulama hata yapan futbol yöneticilerimizi, spor insanlarımızı hapisten kurtaracağı gibi Türk futbolunun kaderini kendimizin çizmesi demek olacaktır. Bu uygulamayı başkasına bırakmak, yapacağımız en büyük hata olur.
110 yıllık geçmişi olan, artık kültürümüzün br parçası olmuş futbolumuzun kaderini, başkalarının çizmesini kabullenmek gibi bir tarihi hatayı yapma lüksümüz yoktur, olamaz.
Aksi takdirde tarih, hepimizden hesap sorar.
GALATASARAY SPOR KULÜB
16 Ağustos 2011 Salı
17 Ağustos 1999 || Nasıl Unutur ki İnsan
Tam 12 sene geçmiş. Yaraları belki gözlerimizden okunmasa da kalplerimizde gizli. Daha deprem kelimesini bilmezken 17 Ağustos 1999'da saat 03:02'de ağzımızdan çıkan ilk kelime.
-Eyvah, deprem...
Annemin ağlayışı, insanların feryadı, küçük bir çocuğun oyuncağından çıkan melodi hala aklımda.
O günden bu yana sadece yıkılan binalar değişti. Acılarımız yıkılan binaların içinde hala duruyor...
Soruyu yoruma dönüştürme ustalığı
Federasyon başkanı Mehmet Ali AYDINLAR'ın açıkladığı karara en iyi karşılık Kemal BELGİN'den geldi.
İşte o soru;
Galatasaray 2011-2012 Öğrenci Kombine Kartı
Kombine satışları tüm hızıyla devam ediyor. Özellikle öğrenci kombinelerinin uygunluğu satışları arttırdı. Dün Aslantepe'de ki kombine satış ofisine giderek teyit amaçlı bir kaç soruyu yetkililere yönelttim;
Öğrenci indirimi hangi tribünlerde geçerli?
-Öğrenci indirimi Güney ve Pegasus 1 ve 4. katlarında geçerli. Yalnız pegasus tribünlerinde ki öğrenci kombineleri tükenmiş. Şu an Güney tribünde öğrenci kombinelerinin satışı devam ediyor.
Öğrenci indiriminden yararlanmak için ne gerekiyor?
-İçinde bulunulan eğitim öğretim dönemine ait öğrenci kimliği ve ya belgesi ile öğrenci kombinesine başvuru yapılabiliyor.
Öğrenci indiriminin oranı nedir?
-Öğrencilere % 50 indirim yapılıyor. 850 liralık Güney 1.kat kombinesine öğrenci indirimi uygulandığında ücret 425 liraya iniyor. Gsbonus kartınız varsa ayrıca %10 indirim daha yapılıyor. Yani tutar 382,50 liraya kadar iniyor.
Taksit imkanı var mı?
-Gs bonus kredi kartına 12 taksit imkanı söz konusu.
Kombine satış saatleri?
-Hafta içi 10:00 - 17:30, Cumartesi günleri 10:00 - 16:00 arası satışlar yapılıyor. Resmi tatil günlerinde satış yapılmıyor. Ekstra sorularınız için gskombine@galatasaray.org
Emmanuel Eboue İstanbula Geldi
Galatasaray'ın görüşmelere başladığını borsaya bildirdiği Arsenal'in Fildişi Sahilli oyuncusu Emmanuel Eboue, İstanbul'a geldi.
Arsenal ve Fildişi Milli Takımı'nın 28 yaşındaki yıldız futbolcusu Emmanuel Eboue Galatasaraylı olmak üzere..
Galatasaray'ın transfer görüşmelerine başladığı, Fildişi Sahilli Emmanuel Eboue İstanbul'a geldi.
Sarı-kırmızılı takımın transfer görüşmelerine başlandığı yönündeki açıklamasının ardından Eboue, İstanbul'a geldi. Tecrübeli futbolcuyu Atatürk Havalimanı'nda Galatasaray Futbol Takımı Menajeri Cenk Ergun karşıladı.
Emmanuel Eboue, havalimanından Florya Metin Oktay Tesisleri'ne geçti.
Emmanuel Eboue’nin Transferi İçin Görüşmelere Başlandı
Emmanuel Eboue’nin Transferi İçin Görüşmelere Başlandı
Galatasaray Sportif A.Ş., Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderdiği açıklamada profesyonel futbolcu Emmanuel Eboue ve Kulübü Arsenal FC ile transfer görüşmelerine başladığını bildirdi.
Açıklama şu şekilde:
Profesyonel Futbolcu Emmanuel Eboue ve Kulübü Arsenal FC ile resmi görüşmelere başlanmış olup gelişmelerden kamuoyu haberdar edilecektir.
Galatasaray Sportif AŞ
Galatasaray Sportif A.Ş., Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderdiği açıklamada profesyonel futbolcu Emmanuel Eboue ve Kulübü Arsenal FC ile transfer görüşmelerine başladığını bildirdi.
Açıklama şu şekilde:
Profesyonel Futbolcu Emmanuel Eboue ve Kulübü Arsenal FC ile resmi görüşmelere başlanmış olup gelişmelerden kamuoyu haberdar edilecektir.
Galatasaray Sportif AŞ
15 Ağustos 2011 Pazartesi
Antu Kendini Aştı
Bugün TFF şike ile ilgili kararlarını açıklıyor. Kamuoyu Fenerbahçe'ye odaklanmış olabilir fakat bugün bir kaç kulübe daha ceza verilmesi söz konusu. Bu süreçte Fenerbahçe taraftar forumu Antu web sitesü üzerinden bir açıklama yayınladı. Açıklamanın ana teması erken karar verilmesinin yanlış olacağı yönünde. Açıklamada benim ilgimi çeken bir cümle var.
İşte o cümle;
Daha önce durumu kabullenmeme söz konusuydu. Fenerbahçe'liler nihayet bir iki adım attı."Bu kadar önemli ve tarihi bir konuda acele etmenin manası yok. Ceza her zaman verilebilir. Mahkeme kesin hükmünü verir‚ suçluysak kupalar‚ şampiyonluklar elimizden alınır. Küme de düşürülürüz. Buna kimsenin söyleyeceği bir şey olamaz. Zaten Fenerbahçelilerin olayın örtbas edilmesi‚ cezalandırılmamak gibi bir isteği yok. Suçluysak tabi ki cezalar en ağır şekilde verilsin. "
Açıklamanın tam metni
Süper Lig 2012 Maç Fikstürü, Maç Tablosu ve Puan Cetveli
Süper Lig 2011-2012 Fikstür, Maç Fikstürü
Süper Lig Fikstür, Maç Fikstürü, Maç Tablosu 2011-2012 SezonuSüper Lig Fikstür, Lig Fikstürü, Maç Fikstürü, Süper Lig Fikstürü, Süperlig Maç Fikstürü, Fikstür 2011-2012, Süperlig Fikstürü 2011-2012, 2011, 2012 fikstü. Spor Toto Süper Lig 2011 - 2012 Sezonu Puan Cetveli ve Maç Fikstürü. Spor Toto Süper Lig Hafta Hafta Fikstür ve Sonuçları bu sayfada yer alacaktır. 2011 - 2012 Futbol sezonu maç fikstür tablosu kuraları çekilir çekilmez bu sayfada yayınlanacaktır. Daha ayrıntılı bilgi için aşağıdaki linki ziyaret edebilirsiniz...
Maç Fikstürü için Buraya Tıklayınız...
11 Ağustos 2011 Perşembe
Arda TURAN'dan Nağmeler;
Arda, giderken tartışma yaratacak bazı sözlerle ülkemizden ayrıldı;
Arda Turan : Kaptanlık için kalbimden geçen Sabri veya Ayhan'dır
Arda Turan : Kaptanlığı çok iyi yaptığımı ve arkadaşlarımı çok iyi idare ettiğimi düşünüyorum
Arda Turan : Fatih hoca ile vedalaşamadım, onunla vedalaşmak için tekrar Türkiye'ye gelirim
Arda Turan : Milli Takım forması giyen bir futbolcunun ıslıklanmasını doğru bulmuyorum
Arda Turan : Ben Galatasaray taraftarının bana daha çok sahip çıkmasını isterdim
Arda Turan : Galatasaray her zaman kalbimdedir ama hedeflerim ve ideallerim var
Arda Turan : Türkiye' ye geri dönersem ilk takım Galatasaray'dır. Artık sadece Galatasaray taraftarıyım
Arda Turan : Galatasaray'da çok mutluydum ama daha sonra düşünüp gitme kararı aldım.
Arda Turan : Ben İspanya'da sadece Galatasaray'ı değil, Türkiye'yi temsil edeceğim
Arda Turan : Bence spor mahkemeleri kurulmalı ve suç işleyen ömür boyu futboldan men edilmeli
Arda Turan : Bundan sonra Atletico Madrid için sonuna kadar savaşacağım
Arda Turan : Atletico Madrid'de giyeceğim numara belli değil. Ben 14 veya 66 numarayı istiyorum
Emre'ye verilen tepki de niçin haklıyız?
Dün akşam Emre BELEZOĞLU'nun TT Arena'da ıslıklanması birilerinin milliyetçi duygularını öylesine kabartmış ki şaşırmamak elde değil. Hatta aralarında tepkinin Emre'ye değil milli formaya yapıldığını söyleyen kafatası milliyetçileri de yok değil.. Bu stat da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ıslıklanarak protesto edildiğinde ülkemizin milli değerlerine saygısızlık olmuyor ama Emre'nin ıslıklanması saygısızlık oluyor. Ya biz bu işten anlamıyoruz, ya da birileri çişle kakayı birbirine karıştırıyor. Dün Emre'yi sadece Galatasaray'lı taraftarların ıslıkladığını savunanlar yanılıyor. Fenerbahçe'li taraftarlar haricinde genelde herkes ıslıkladı. Tepkiyi doğru bulmayarak ıslıklamayı tercih etmeyen Galatasaray'lılar da vardı. Kimse bu durumu Galatasaray'a mal edemez. Emre'ye verilen tepki Galatasaray'la ilgili husumetine değil, karakteristik bozukluğuna rağmen hala Milli Takımın kaptanı olmasınadır.
Ay Yıldızlı formayı taraftara göstererek öpmek kolay iştir. Bayrak, Vatan sevgisi taşıyan herkes ay yıldızlı armayı öper. Dün gece o formayı öpen Emre, aynı milli formayı çıkarları için kullanmamış mıydı?
Ya da tuttuğu takımın formasına yakışmayan bu hareketi yapmamış mıydı?
Üstelik kendisine müdahale eden sağlıkçılarla ironi oluşturacak bir şekilde...
Hatırlayın ahlaki yoksunluğu nedeniyle siyasi bir propagandaya bile alet olmuştu.
10 Ağustos 2011 Çarşamba
Galatasaray Basketbol Kombineleri Satışa Çıkıyor
Erkek ve Kadın Basketbol takımlarımızın iç saha maçlarında geçerli olacak Basketbol kombineleri 22 Ağustos'ta satışa çıkıyor.
En düşük kombine ücreti 132 lira olarak belirlenmiş. (** GS Bonus’a 12 taksit ve % 10 indirim fırsatıyla 11 TL'den başlayan taksitlerle )
Detaylı bilgi için;
Telefon: 0212 305 19 19
Mail: gskombine@galatasaray.org
9 Ağustos 2011 Salı
Ve Arda Gider...
Yeni açılan beyaz sayfaya bir şeyler yazmak yerine, yazmamayı tercih etmek zor iştir.
Profesyonel Futbolcumuz Arda Turan'ın Atletico Madrid'e transferi konusunda mutabakata varılmıştır. Taraflar, Atletico Madrid'in bu transfer karşılığında Galatasaray A.Ş.'ye 12.000.000 Euro transfer bedeli ve 1.000.000 Euro bonus ödemesi yapması ve Arda Turan'ın bir Türk Kulübüne transferi halinde Galatasaray A.Ş.'ye öncelikli alım hakkı tanınması konusunda anlaşmışlardır.
Galatasaray Sportif AŞ
8 Ağustos 2011 Pazartesi
ultrAslan AFRİKA’NIN YANINDA ! Haydi Sen de KATIL !
TÜRK KIZILAYI
Banka: Tüm Bankalardaki Türk Kızılayı Hesabı
İnternet: http://secure.kizilay.org.tr
Telefon: 168 Bağış ve İletişim Hattı
PTT: 2868 Numaralı Türk Kızılayı Posta Çeki
Kızılay: Tüm şubeler
SMS yoluyla: Tüm operatörlerden 2868’e boş mesaj atarak 5 TL’lik bağış yapılabilir.
Türk Kızılayı Mutfak Seti+Gıda Kolisi bağışı için: 200 TL’lik bağış ile 5 kişilik bir ailenin bir aylık ihtiyaçları karşılayabilirsiniz. Ayrıca her türlü ayni bağış için 168 ücretsiz bağış hattımızla irtibata geçebilirsiniz.
İHH İNSANİ YARDIM VAKFI
Sabır ve Galatasaray Taraftarı
Galatasaray Spor Kulübü'nün şike ile bağlantısı konusunda gerek çevremde, gerekse sosyal ortamlarda pek fikir beyan etmemiştim. Hatırlanacağı üzere Fenerbahçe taraftarlarının en büyük yanlışı hiç bir şey belli değilken takımlarının suçsuz olduğunu her yerde beyan ederek durumu sulandırmış olmalarıydı. Aynı hatayı Beşiktaş taraftarları da yapmıştı fakat onlar konu hakkında fazla konuşmanın takımlarına zarar vereceğine düşünerek kısa kesmişlerdi. Bu örnekleri iyi sezen Galatasaray taraftarı gereksiz çıkışlar yapmayarak sürece olumlu katkı verdiler. Üstelik basının Galatasaray'ı ısrarla şikenin içine atmaya çalışmasına rağmen...Bu noktada sabrın sonunun selamet olduğu bir kez daha teyit edilmiş oldu.
İçinde bulunduğumuz durumla ilgili kısa bir durum tespitim var;
Galatasaray Spor Kulübü bir Anonim Şirkettir. Anonim şirket ve özelliklerinin ne olduğuna buradan bakabilirsiniz.
Şirketler diğer ticari işletmelerde olduğu gibi faturalı alış ve faturalı satış yaparlar. Her sattıkları mala, hizmete karşılık makbuz kesmek zorundadırlar. Malı ve hizmeti alan da bu makbuzları almak durumundadır. Galatasaray Spor Kulübünün sıkıntısı sanırım bu noktada başlıyor. Normalde ilk önce vergi memurlarının incelemesi gereken bir konuya mali şubenin el atması olayın farklı bakış açısıyla araştırılmasından kaynaklanıyor. Aralarındaki tek fark vergi dairesi suç duyurusunda bulunuyor, mali şube ise direk savcılığa sev ediyor. Bu araştırma neticesinde muhtemelen mali şube konuyu pek uzatmayacak ve konu şike kapsamından çıkarılacak. Bugün teslim edilen makbuzların ve konuyla ilgisinin olmadığını düşündüğüm diğer belgelerin incelenmesinden sonra nihai bir fikir oluşacaktır. Sıkıntı varsa sorumluların cezalandırılmasını elbette bizleri de sevindirecektir.
Bu arada ultrAslan'ın sessiz kalmasından şikayetçi olanlar varmış.
Popülist yaklaşımlardan uzak durmanın ne denli fayda sağladığını görmekteyiz. Bazı kitleler ultrAslan'ın konu ile ilgili açıklama yapmasını arzu ediyor. ultrAslan ise ısrarla konunun uzağında durmayı tercih ederek doğru olanı yapıyor. Galatasaray Spor Kulübü'nün hak ve Hürriyetini savunmak kulübe ve kulübün yetki kıldığı mercilere aittir. Taraftar grupları savunma mekanizması değildir.
*Galatasaray Spor Kulübünü mali, ticari bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)